Yarış atı dışkısı analizi gelecekteki başarının ilk adımı olabilir

Yapılan araştırmalar, bir yarış atının gelecekteki başarısının, henüz bir aylıkken bağırsaklarından anlaşılabileceğini ortaya koyuyor.
Veterinerlik alanında yakın zamanda yapılan bir araştırmada, 50’den fazla safkan tayın yaşamlarının ilk üç yılında atların dışkıları analiz edilerek sindirim sistemlerindeki bakteriler ölçüldü.
Çalışmada, bir tayın henüz dört haftalıkken sahip olduğu bağırsak mikrobiyomunun, gelecekteki sağlığı ve yarış pistindeki başarısıyla doğrudan ilişkili olduğu bulundu.
Scientific Reports dergisinde yayımlanan bulgular , genç hayvanların sindirim sistemlerinde yaşayan trilyonlarca mikrobun önemi ve uzun vadeli sağlıktaki rolleri konusunda ortaya çıkan biyolojik tabloya katkıda bulunuyor.
Surrey Üniversitesi’nde klinik veterinerlik bilimi profesörü ve baş araştırmacı Chris Proudman, “Bağırsak sağlığı kesinlikle kritik öneme sahip” dedi.
“İnsan bağırsaklarında ve hayvan bağırsaklarında (bu durumda atlar) olan bitenin sağlık ve hastalığın birçok yönü üzerinde derin bir etkiye sahip olduğu giderek daha iyi anlaşılıyor.”
“Ayrıca zamanlamayla da ilgili,” diye açıkladı. “Yaşamın ilk birkaç haftasındaki bağırsak bakterilerinin doğası, bu atların gelecekteki sağlıklarını ve gelecekteki performanslarını öngörür.”
Genç yarış atları, veteriner bilim insanlarına bağırsakları incelemek için ideal bir fırsat sunuyor.
Safkan tay yetiştiricileri ve eğitmenleri genellikle her hayvanın doğumu, beslenmesi ve sağlığı ile aldıkları veteriner bakımı hakkında oldukça ayrıntılı kayıtlar tutarlar.
Araştırmaya katılan tayların bir kısmını yetiştiren Surrey’deki Chasemore harasının ortak sahibi Jane Black, “Onların mümkün olduğunca iyi durumda olmalarına yardımcı olmak için araştırabileceğimiz her şey bizim için gerçekten iyi bir fırsat” dedi.
Üç yıl boyunca, at sahipleri ve antrenörler atlarının yarış pistinde nasıl performans gösterdiğini, hangi sırada yer aldıklarını ve ne kadar ödül kazandıklarını kaydettiler.
Bu arada bilim insanları, çalışmaya katılan 52 genç atın her birinden düzenli olarak dışkı örnekleri (ahırlardan at dışkısı toplayarak) topladılar.
Araştırmacılar daha sonra örneklerin “DNA parmak izini” çıkararak her hayvanın bağırsağındaki bakterilerin düzenli bir şekilde okunmasını sağladılar.

Prof. Proudman, “Mevcut bakteri miktarını görebiliyoruz ve farklı türleri tespit edebiliyoruz .Daha sonra bunu sağlık verilerimizle ve yarış performansı verilerimizle karşılaştırdık.” açıklamasında bulundu.
Çalışmada, dört haftalık bir tayın bağırsak bakterileri ne kadar çeşitli olursa, atın ileriki yaşamında özellikle solunum yolu hastalıkları olmak üzere daha az sağlık sorunu yaşadığı sonucuna varıldı.
Araştırmacılar ayrıca bir aylık tayın bağırsaklarındaki farklı bakteri türlerinin sayısı ile daha sonra yarış pistindeki performansı arasında doğrudan bir ilişki buldular.
Antibiyotiklerin etkisi
Bilim insanlarından oluşan ekip ayrıca genç tayların antibiyotiklerle tedavi edilmesinin uzun vadeli sonuçlarını da araştırdı.
Antibiyotik ilaç tedavisi gören tayların bağırsaklarında daha az bakteri türü bulunuyordu ve bu nedenle erken antibiyotik tedavisi görmeyen atlara kıyasla yarış kariyerlerinde daha az para ödülü kazandılar.
Prof. Proudman, keşfin hem hayvanlarda hem de insanlarda erken yaşam döneminde antibiyotik kullanımına ilişkin soruları gündeme getirdiğini söyledi.
“Hayatın ilk birkaç haftasında meydana gelen olayları düşünmemiz gerekiyor; hayvanların ve insanların bağırsak bakterilerinin o aşamada iyi durumda olduğundan emin olmalıyız. Bu, onların gelecekte sağlıklı bir hayata sahip olmalarını sağlayacak gibi görünüyor” dedi.
Yine Surrey Üniversitesi’nden Profesör Roberto La Ragione şunları söyledi: “Çalışmamızın bir sonraki bölümünde enfeksiyonları [erken] tedavi etmek için antibiyotik kullanılması gerektiğinde bağırsak bakterilerinin bozulmasını nasıl en aza indirebileceğimizi inceleyeceğiz.”